En Çok Referans Alınan Hadis Kaynağı “Sahîh-i Buhârî” Uluslararası Sempozyumda Konuşuluyor
Tarih boyunca İslam dünyasında hadis literatürünün en çok kabul gören ve referans alınan kitabı “Sahîh-i Buhârî”, 1-3 Kasım’da İbn Haldun Üniversitesi’nde düzenlenen Uluslararası Sahîh-i BuhârîSempozyumu’nda konuşuluyor.
Bağdat, Basra, Kufeyr, Nişabur, Behl, Merv, Askalam, Humus ve Rey gibi şehirleri adım adım gezip, ilim yuvalarını ziyaret eden, binlerce hadis aliminden öğrendiği hadisleri insanlığa nakleden Buhârî’nin “Sahîh-i Buhârî” adlı kitabını, dünyanın farklı ülkelerinden kendi alanlarında yetkin akademisyenler anlatıyor.
İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ)tarafından 1-3 Kasım 2019 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Sahîh-i Buhârî Sempozyumu, Başakşehir Yerleşkesinde başladı. İmam Buhârî’nin hadis literatürünün en önemli kaynaklarından biri olan ve en fazla itibar gören eseri Sahîh-i Buhârî’nin farklı yönleriyle ele alınacağı sempozyumun açılış programında; İHÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Gündüz, İHÜ Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Aybakan ve İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve sempozyumun Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serdar Demirel birer konuşma yaptı.
İHÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Gündüz konuşmasında “İmam Buhari’ye gösterilen değer Hz. Peygamber’e gösterilen değerdir. Hz. Peygamber’e gösterilen değer onun Sünnet-i Saniyesine ve hadisine gösterilen değerdir” sözlerine yer verdi.
Buhâri’ye neden çok güveniyoruz?
Sahih-i Buhari’nin medeniyetimizin teşekkülünde önemli rol oynayan en önemli hadis kaynaklarından bir tanesi olduğunu belirten İHÜ Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, “İslâm’ın temel kaynaklarından olan hadislerin Hz. Muhammed (s.a.v.)’e aidiyetini tespit etmek her daim ulemânın temel görevlerinden birisi olmuştur. Bu anlamda birçok hadis kaynağı meydana getirildi. Bunlar arasından da en fazla itibar göreni kuşkusuz Sahîh-i Buhârî idi. Bu yüzden tarihin her döneminde bu kaynak hakkında farklı amaç ve muhtevalarda birçok eser kaleme alındı. Kitabın yöntemini, Buhârî’nin hocalarını, talebelerini, itimat ettiği râvileri, râvide aradığı şartları, tercih ettiği metinleri, ortaya serdiği fıkhî görüşleri inceleyen türden ilmî çalışmalar yapıldı. Sahîh-i Buhârî üzerine yazılmış şerhler ise şerh edebiyatının en önemli örneklerini temsil etmektedir. Bu anlamda İbn Haldun Üniversitesi İslami İlimler Fakültesinin tertip ettiği bu sempozyum bu önemin tekrar hatırlatılması bakımından oldukça değerlidir” dedi.
Bu sempozyumun, İHÜ İslami İlimler Fakültesi’nin bir muhaddis hakkında tertip ettiği ikinci sempozyum olduğunu hatırlatan Prof. Şentürk, geçtiğimiz sene düzenlenen ilk sempozyum olan Uluslararası Muhammed Mustafa el-Azamî Sempozyumu’nda sunulan tebliğlerin İbn Haldun Üniversitesi Yayınlarınca neşredildiğini, aynı zamanda Molla Gürani Tefsiri’nin de yakın bir zamanda yayınlandığını sözlerine ekleyerek, “Yayınevimiz, Osmanlı ve İslam coğrafyası ulemasının bu kıymetli eserlerini, şanlarına layık bir biçimde yayınlayacak. Örneğin, ünlü Hadis âlimi Tirmizî’nin eserlerinin tahkikli neşri de, Muhaddis Muhammed Avvame Hocamızın riyasetinde gerçekleştirilecek.” dedi.
Hadis, İslam toplumunun hafızasıdır; hafıza olmazsa düşünce de olmaz!
“Hadis, sosyolojik olarak bakıldığında, İslam toplumunun hafızasıdır. Hafıza olmazsa düşünce de olmaz” sözleriyle konuşmasına devam eden Prof. Şentürk, toplumumuzun son yüzyıllarda sistemli bir şekilde uygulanan politikalarla sosyal amneziden muzdarip olduğu, ülkemizde orijinal bilim, felsefe üretimindeki kısırlığın bu sosyal amneziden kaynaklandığı değerlendirmesinde bulundu. Bu bağlamda İslam medeniyetinin kurucusunun, inşa edicisinin Hadis ve Sünnet olduğunun altını çizen Prof. Şentürk, hadislerin ve sahih hadis kaynaklarının hayatımızdaki yerini vurgulaması açısından bu sempozyumun önemli olduğunun altını çizdi.
İbn Haldun Üniversitesi’nin mottosunun “fikrî bağımsızlık” olduğunu söyleyen Prof. Şentürk, bunun taklit’ten tahkik’e geçişi işaret ettiğini, öğrencilerinin tahkik ehli olmaları için çalıştıklarını ifade etti. İbn Haldun Üniversitesi olarak ülkemizden ve dünyadan önemli ilim adamlarını ağırladıkları bu kıymetli ilmî toplantılara, Aralık ayında Prof. Dr. Fuat Sezgin anısına gerçekleştirecekleri İslam’da Medeniyet Bilimleri Tarihi Sempozyumu’yla devam edeceklerini belirten Prof. Şentürk, bugün açılışı gerçekleştirilen Uluslararası Sahih-i Buhari Sempozyumu’nun, ifade ve istifadenin en yüksek derecede olacağı bir sempozyum olması dileğiyle sözlerine son verdi.
Rektör Prof. Şentürk’ün başkanlığında gerçekleşen sempozyumun açılış oturumunda Muhaddis Muhammed Avvame “Sahîh-i Buhârî’de Gizli Kalmış Bazı Hadis Tenkidi Yöntemleri” başlıklı ilk tebliği sundu. İlk oturumda eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de “Buhârî’nin Sahîh’inde Konu ve Rivayet Bütünlüğü” konulu bir konuşma yaptı.
Türkiye’den ve dünyadan hadis alanında uzman akademisyenlerin konuşmacı olarak yer aldığı sempozyumda, üç gün boyunca hem Müslüman âlimlerin hem de Batılı İslâm araştırmacıların ilgi odağı olan Sahîh-i Buhârî kitabının tüm yönleri ortaya konulacak. Buhari’nin farklı nüshaları, dünden bugünden yapılmış senet ve metin tenkitleri tartışılacak. Sahîh-i Buhârî’ye dair “Geleneksel ve Çağdaş Yaklaşımlar” perspektifinden tebliğlerin sunulacağı sempozyumda; “Sahîh-i Buhârî’nin Senetleri, Sahîh-i Buhârî’ye Yöneltilen Klasik Tarz Eleştiriler, Sahîh-i Buhârî ve Modern Dönem Eleştirileri, Sahîh-İ Buhârî ve Çağdaş Sorunlar, Buhârî’nin Kaynakları, Sahîh-i Buhârî ve Telakkî Bi’l-Kabûl, Sahîh’le İlgili Muhtelif Konular, Buhârî’nin Şartları, Sahîh-i Buhârî ve Metodolojisi”gibi dikkat çekici konular da ele alınacak.