2023 yılı için 23 PR Trendi

Adettendir, eski yılı uğurlayıp yeni yıla girmeye hazırlandığımız bugünlerde, çeşitli endüstrilerle ilgili trendler, tahminler, beklentiler, hatta kehanetler yazılıp kayda geçirilir. Meslek yayınları bu tür haber ve yorumlarla dolup taşar. Biz de geleneğe uyarak, önümüzdeki yıla ilişkin muhtemel PR trendlerini sıralayalım dedik.

Bu tür trend listeleri, zaten cari olan ve çoğumuzun haberdar olduğu maddeler de içerir ancak yine de içinde bulunduğumuz mesleki atmosferle ilgili genel bir tablo sundukları için ufuk açarlar. PRLab tarafından hazırlanan 23 maddelik liste de, tam olarak böyle bir liste…

Aşağıda bu listenin 10 maddelik kısaltılmış bir versiyonunu, kendi lisanımızla ifade ederek, sunmaya çalışacağız. Daha ayrıntılı orijinal halini okumak isteyenleri ise şu linke davet ediyoruz: https://prlab.co/blog/pr-trends-2023/

1) Daha insani bir yaklaşım

PR dünyasını şekillendiren en güçlü ve kalıcı eğilimlerden ilki, hedef kitlenin, daha doğrusu insanların hayatında daha somut, daha elle tutulur etkiler yaratmayı esas alıyor. Bu işi ister dijital, ister konvansiyonel yollarla yürütün fark etmez, insanların hayatlarına dokunmak artık bir zaruret. Bu konuda ne yapabileceğinize karar vermek için ise, veri işlemeyle elde edilecek fikirler bulmaya yönelebilirsiniz.

2) Sahicilik ya da samimiyet esastır!

Sahicilik de PR mesleğinin temel metriklerinden birine dönüşmüş durumda. PR profesyonelleri hizmet verdikleri markaların sahici bir dille konuştuğundan ve temsil ettikleri değerlere gerçekten bağlı olduklarından emin olmalı. Bu konuda yapılan her hata, özellikle de pandemi süreci gibi her şeyin sorgulandığı bir dönemden sonra, markaların itibarına ciddi zararlar verebilir.

 

3) Sosyal medyanın etkisi artıyor

PR dünyası için sosyal medya şimdiye kadar zaten çok önemliydi, şimdi daha da önemli olacak. Özellikle Twitter ve Linkedin’i iyi kullanmakta yarar var. Konvansiyonel ve sosyal mecraları bir arada ve etkili bir şekilde kullanabilenler, büyük fark yaratacak. Önümüzdeki dönemde sosyal medyanın önemli duyurular için daha fazla kullanıldığını görürseniz hiç ama hiç şaşırmayın.

4) Influencer marketing ihmale gelmez

İster sevin, ister sevmeyin, influencer’lar bu işin olmazsa olmaz bir parçasına dönüşmüş durumda. Bu konuda özellikle Instagram ve TikTok büyük fırsatlar sunuyor. Kısa videolar, etki yaratmanın en etkili enstrümanları olarak dikkat çekiyor. Hedef kitlenizle samimi ilişkiler kurabilecek isimlerle işbirliği yapmayı başarırsanız, markanız için onay almak, insanlarla bağ kurmak ve elbette satışlarınızı artırmak için mikro-influencer’lardan da, milyonlarca takipçisi olan hesaplardan da, erişim potansiyellerine göre fayda sağlayabilirsiniz.

5) Yüz yüze iletişimin tam vakti

Pandemi geride kaldığı gibi, artçı etkileri ve psikolojik tortusu da geride kalıyor. Yeni atmosfer içinde insanlar yüz yüze iletişimi gittikçe daha çok tercih ediyor, hatta istiyorlar. İyi halkla ilişkilerin özünü ise hâlâ haber değeri taşıyan içerikler üretip dağıtmak oluşturuyor. Bu böyleyken, söz konusu içerikleri yüz yüze temaslarla, fiziki söyleşiler, konferanslar ve diğer etkinlikler yoluyla dolaşıma sokmakta fayda var. Zamanın yeni ruhu bunu emrediyor çünkü. Özellikle de yeni ürün ve hizmetler lanse etmeyi planlayan markalar, bu beklentiyi ihmal etmemeli.

 

6) Mesajlarınızı iyice basitleştirin

2023 yılında rekabetçi olmak ya da rekabetçi kalmak istiyorsanız, marka mesajlarınızı basitleştirmeniz şart! Sosyal medyanın iletişimin olmazsa olmaz bir parçasına dönüştüğü bir dönemde bu, şarttan da öte bir zorunluluk. Özellikle ana mesajlarınızı kısa, öz ve çarpıcı bir şekilde formülize edip sunun. Ancak bunu yaparken kaliteden de kesinlikle ödün vermeyin. Optimum düzeyde kısaltığınız ve basitleştirdiğiniz mesajlarınızı ilginç video ve görsellerle desteklemeniz ise, etki gücünüzü katlayacaktır.

7) Hedef kitle yerinde durmuyor

Markalar mesajlarını tasarlayıp üretirken hedef kitlenin de yerinde saymadığını, büyük bir dinamizmle durmadan değiştiğini gözden kaçırılmamalı. Günümüzde özellikle de yeni jenerasyonlar, 24 saatlerinin neredeyse 5 saatini akıllı telefonlarının ekranlarına bakarak geçiriyor. Telefonlarımıza bakmadan duramıyoruz. Durum böyleyken, markaların Z kuşağını ve onların ilgilerini, dertlerini, heveslerini, tutkularını ve elbette tercih ettikleri iletişim kanallarını bu yıl iyice etüt etmelerinde yarar var.

8) Şimdi ‘yapay zeka’ zamanı

Yapay zeka sadece teknik işlerle yetinmiyor artık, yaratıcı mesleklere de el atmış durumda. Halkla ilişkiler mesleği de yapay zekanın etki alanına girmiş bulunuyor ve iş artık içerik üretimi gi̇bi̇ en ‘zor’ görevleri de kapsayabiliyor. Dijital mecraların ve arama motoru optimizasyonun iletişim performansını artırmak açısından hayati öneme sahip olduğu bir ortamda en iyi SEO çözümlerini sunan yapay zeka içerik desteğinden siz de mahrum kalmayın.

 

9) Etkinizi ölçün

Ölçümleme PR için eskiden beri çok önemliydi ancak iletişimin gittikçe daha çok dijitalleşmesi ölçümlemenin değerini ve gücünü artırıyor. Facebook Business Suite, Sprout Social, Hootsuite gi̇bi̇ araçlar dijital iletişimin ölçümlemesini kolaylaştırırken, beklentileri de artırıyor. Başka bir deyişle müşterilerin yürütülen iletişim faaliyetleriyle ilgili somut etki hedeflemeleri ve bunların raporlanıp iş sonuçlarına dahil edilmesi, PR ajansları için olağan ve olmazsa olmaz bir göreve dönüşüyor. Hizmet paketiniz içindeki ölçümleme araç gereçlerini gözden geçirip güncellemenin zamanı geldi.

 

10) Kendi yeteneklerinizi de yenileyin bu arada

Kullanılan teknolojiler, üretilen içerikler değişirken, PR sektörü evrim geçirirken, sizin değişmemeniz söz konusu olamaz. PR profesyonelleri mesleğin yeni gereklerine adapte olmak ve dünyadan geri kalmamak için yetenek setlerini sürekli bir öğrenmeyle genişletip geliştirmek zorunda. Bugünlerde özellikle ‘sosyal medya’ ve ‘influencer marketing’ gibi alanlar, pek çok PR profesyonelinin öğrenme listesinin en tepesinde yer almalı.